26 Ağustos 2012 Pazar

Türkiye'ye Hoşgeldiniz

Havaalanında pasaport kontrolüne doğru yürürken ne kadar yorgun olduğumuzu fark etmiştim. Uzun bir yolculuk yapmıştık ama eve dönmenin, tanıdık bir dil duymanın heyecanıyla içimiz kıpır kıpırdı. Kuyruğa girdik ve sıramızı beklemeye başladık. Ağlayan çocuklar, yorgunluktan ayakta duramayan yolcular ve oradan oraya koşturan bavullu insanlar... Sonunda sıra bize geldi. Arkadaşım önden gitti. O geçince de ben camlı bölmeye yaklaştım. Esmer kara kuru bir kız "Türkiye'ye hoşgeldiniz!" dedi. Gülümsedim. Pasaportuma bakarken birden başını kaldırdı

"Türkiye'ye hoşgeldiniz. Burası çok güzel bir ülkedir. Turistlere çok sevecen davranılır, yardım edilir. Kendi insanına nasıl davranıyorsa Türkiye, turiste de tam tersi şekilde davranır. Onlara ziyaret süresi dolana kadar Türkiye'nin renkli dış ambalajı gösterilir. Ancak çoğu konuda dışı parlak içi çürük bir elma gibidir. İnsanlar birbirini yargılar. Önyargılar diz boyudur burada. Herkes aynı dinden, herkes aynı kökenden olsun istenir. Farklı görünen, farklı olan sevilmez.

Farklılar da dışlanmamak için kendilerini "aynı" göstermeye, herkesin taktığı kılıfa kendilerini uydurmaya çalışırlar. "Hepimiz Kardeşiz" sloganı burada sadece dillerdedir, eylemlerde değil. İnsanlar birbirini kıyafetlerine, sosyal statülerine göre yargılarlar. Avam kesimdensen içinin iyi olması fark etmez. "Merhaba"dan ileriye gidecek konuşmalara girilmemeye özen gösterilir ve hep mesafe korunur. Görünüşüne göre yargılanır herkes, altında yatan nedene bakılmaz. Burada kimse kimseyi dinlemez, herkes kendi sesini duyurmaya çalışır. Yükselmek için birbirinin üstüne basar insanlar. Kadınlara pek saygı gösterilmez. Saygın bir yere güç bela gelebilmiş olanlar da o saygın yerden indirilmeye çalışılır. Ciddiye alınmazlar, etkisiz elemandırlar. Ataerkil olan bu toplumda kadınlar çırak konumundadır. Erkeklerin işledikleri suçlar bile kadınlardan bilinir. Kadın biraz şık giyinse teşhirci olur, suçlanır; hakkını arasa olay çıkaran olur, dışlanır. Sokağa çıkarılmaz. Namus onu dışarı salandan sorulur. Samimi davransa laçka, hafif kadın olur; mesafeli dursa soğuk nevale olur. Kızın mı var derdin vardır bu ülkede. Kızını dövmeyen dizini döver.

Dişi köpek kuyruk sallamazsa erkek peşinden gitmez. Olayı başlatan hep kadındır. Kadın kapatılır, üstü örtülür, gizlenir, yok edilir. Kadın güçsüzdür, zayıftır, yüktür, kendini koruyamaz, bedenine sahip çıkamaz, gece geç bir yere çıksa yollu olur kurtulamaz. Kolay kandırılır, aptaldır bu ülkenin gözünde. Erkeklerle samimi olamaz tek başına da kalamaz. Dulsa temkinli yaklaşılır bekarsa sevgililer sakınılır. Bu ülkede namus kadın üstünden ölçülür. Sorumlusu erkek de olsa kadın kirletmiştir namusu, lekelemiştir anlı şanlı namı. Erkeğin hiç bir suçu yoktur, elinin kiridir. Kadınınsa bedeninin, bütün ailesinin kiri. Kadın evlenmeden biriyle beraber olduysa ayıplanır. Kız evlat eve geç kaldığında akla hep aynı kötü düşünceler gelir, sakınılır, "Aman ailenin adına leke gelmesin" denir. O aile belki hırsızlık dolandırıcılık yapmıştır, hak yemiştir ama ailenin adına lekeyi kız getirir gerisi teferruat.

Bu ülkede paran varsa varsın yoksa bir hiçsindir. Dalaverelerle bir yerlere gelenler el üstünde tutulurken alnının teriyle çalışanlar terfi bile ettirilmez. Yağcı kişiler güçlü kişiliklerin maşasıdırlar. Olayları örtbas edip insanların gözünü boyamakta kullanılan maşalardır bunlar. İnananlar körü körüne bağlanır. İnanmayanlar sevilmez. İnandıkları uğruna çabalayanlar bastırılmaya çalışılır. Yüksek otoritelerin kurbanı olan nice değerli insan vardır bu ülkede.

Vahşet, ajitasyon bu ülkenin en sevdiği şeydir. Futbol maçı uğruna canını veren, cana kıyan insanlar olmuştur. Küfür etmek delikanlılık belirtisidir sanki. Refleks gibi çıkar ağızdan ama tabii bu da erkeklere mahsustur sadece. Küfür eden bir kadın yakışık almaz. Hak aramak da yasaktır bu ülkede. Hakkını arayan aza tamah edip susmak zorunda bırakılır.

Ama yine de güzel ülkedir bizimkisi. Türkiye'ye hosgeldiniz!"

Neye uğradığımı şaşırmıştım. Bir çırpıda söylediği bu sözler evime dönmüş olmanın bütün heyecanını alıp götürmüştü ama yine de beynimde yankılanıyordu her bir kelime. Bir saat sonra bavullarımızı almış yemek yeme planları yapıyorduk. İşte biz de bu ülkenin birer vatandaşı olarak geç kavrayıp kolay unutmuştuk. Duyduğum sözlerin nedenini bile sorgulamadan unutmayı seçmiş, aklımdan burnuma kokusu gelen yemekleri geçiriyordum. Eve dönmek ne güzeldi. Hakikaten güzel ülke Türkiye...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder