8 Mart 2013 Cuma

Tahammül (-)'lerde

İnsanlar birbirine ne kadar hoşgörüsüz olmuş böyle. Kimse kimseye katlanamaz olmuş. Tahammül sınırı en alt seviyelerde hatta eksilerde seyrediyor. Herkes herkesin ne giydiğine, ne söylediğine, nasıl davrandığına karışır olmuş. Farklılığa, özgünlüğe yer yok. Her hareketin bir yaftası var ve sorgulamadan yapıştırıveriyoruz bu yaftayı. Açıklama hakkı tanımadan yargısız infazla hüküm verip yolluyoruz idama.

İnsanlar özgürce düşüncelerini ifade etmekten korkar olmuş, aciz olmuş. İçimizdekileri rahatça dökemedikten, tarzımıza, davranışlarımıza yansıtamadıktan sonra dıştaki özgürlüğün ne anlamı kalır ki? İçimizde hapis olduktan sonra; yalnızca uyum sağlayarak özgür kalabilmenin ne anlamı var?

İnsanlar birbirine o kadar tahammülsüz ki adeta birer eleştiri makinesi misali etiketliyorlar etraflarındakileri. Herkesin her şeyi batar olmuş. Herkes birbirinin arkasından konuşur olmuş. İhanet boyutunda olmasa bile içten içe kıskançlık, haset diz boyu olmuş.

Toplum tarafından kabul görmek o kadar zor ki; tam bir şeyi doğru yaptım, tamamım diyorsun, bir bakıyorsun diğer tarafı tutturamamışsın. Orta yolu bulmayı deniyorsun, belki başarıyorsun da, bu sefer de başka bir yerden patlak veriyor.

Dengeyi bulmayı bırakın, insanın kendi iç dünyası için denge aramaya, etrafa uydurmaya çalışması bile çok acı verici. Kişi sırf içinden öyle geldiği için bir harekette bulunamıyor. Eğer sevdiği şeyler; toplumun koyduğu genel kalıplara ve görüşlere aykırıysa, eleştiri oklarına hedef olmadan bunları yapamıyor ve ne yazık ki kimse birbirini olduğu gibi kabul edemiyor. Bunun yerine belirli kalıplara sokup o kalıpların dışında olanları acımasızca eleştirmekle yetiniyor.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder