15 Mart 2013 Cuma

Bir Çeşit Amnezi



Kendi kendine verilip de yerine getirilemeyen sözler "bu kadar mı acizim?" dedirtiyor insana. Öğrenmek için kafayı taşlara sürte sürte ilerlemek bile yetmiyor. Çok mu mazoşistiz çok mu aptalız? Sanmıyorum. Görmek istemediği şeyi uğraşırsa ömür boyu görmeyebiliyor insan. İsterse köşe kapmaca oynar aşikar olanla ya da başını çevirip gözünü kapatır her karşılaştığında.

 Her seferinde inatla apaçık ortada olan sinyalleri nasıl kendi bildiğimiz gibi anlamlandırmayı başarıyoruz ben de bunu anlamıyorum. Evet gerçekler acıtıyor ama bir kere bu gerçeği görüp kavradıktan sonra onu unutup tekrardan acının kollarına koşmak niye?

Herkesin mutlu olmaya ihtiyacı var. Mutlu olmak için de umuda. Umut da gerçek olana kadar aynı hayalin üstünden tekrar tekrar geçmek değil midir? Bu olay kısa süreli amnezi gibi geliyor bana. Bir an gerçeğin farkındasın, mantığın doruklarındasın diğer dakikada bir bakmışsın beynin yine kendine reset atmış sana da kazık. Ve tekrar unuttuğun "acı gerçek" deryasında yüzmeye başlıyorsun.

Hani zamanda yolculuk edebilenlerin olduğu fantastik filmlerde her seferinde geçmişi değiştirmeye uğraşırlar ama başaramazlar ya o hesap. Biz de belki bu sefer değişik sonuç verir ümidiyle aynı hatayı tekrar tekrar yaparak kendimize zarar vermeyi göze alıyoruz. Çünkü fazla farkındalık hiçbir zaman mutluluk getirmez. Anestezisiz ameliyat olmak gibidir. Yine de bilerek körleştirdiğimiz gözlerimizle; daha ne kadar aynı bilindik yollarda yürüyerek, bilinmeyen ara sokaklara sapmadan var olabiliriz ki?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder