6 Mart 2013 Çarşamba

Ben, Kendim ve Şahsım



İçimdeki nadiren ortaya çıkan cıvıltının derinlere gömüldüğü bu kış aylarında/güneşli ama buz gibi havalarda ilhamımı yarı yarıya kaybetmiş durumdayım. Öykü yazmak ne kadar eğlenceli ve heyecan verici olsa da bir o kadar da zor ve zahmetli. Özellikle ortaya kötü ve özensiz bir sonuç çıktığında hiçbir tat vermeyen bir uğraş. O yüzden de ilhamımın da cıvıltımla birlikte buharlaşıp uçtuğu son birkaç ayda sürekli kendimden ve içimdekilerden bahsettim. Yeteri kadar öykü yaratamasam da, ne yalan söyleyeyim betimlemelerime güvenerek yazımla içimi döktüm. Bu da aynı tarz yazılarımdan biri işte.

Defalarca yaptığım gibi yine analizlerimden çıkardığım bazı sonuçlar var.

İlk analiz: Ben bencil bir insanım. Her ne kadar itiraf edemesem de kabullenmek istemesem de söylüyorum işte. Bencilim! Neyse ki bunun (kafamın içindeki küçük ses sayesinde) farkındayım da, elimden geldiğince törpüleyebiliyorum. Ama ne kadar törpülersek törpüleyelim; en saf hislerimizde su yüzüne çıkar, bastırmaya uğraştıkça pörtleyen kötü özelliklerimiz...

İkinci analiz: İnsanlar çok yalnız. Ben de kendimi ileri derecede yalnız hissettiğim zamanlardan biliyorum bunu. İşin tuhafı kimse bunu itiraf etmiyor. Akşam tek başımızayken ikinci bir kişilik fırlıyor adeta bedenimizden. Yalnızlığımızla dertleşiyoruz. Sabah olup da kurt adamlıktan insanlığa dönüştüğümüzde de insanların arasına karışıp "mutlu, hayatından memnun kişi" rollerimize bürünüyoruz.

Üçüncü analiz: Sims adlı oyunu hepimiz biliyoruz. Hani orada insancıkların ihtiyaç tablosu vardı; uyku, açlık, eğlence ihtiyacı, tuvalet vs. işte biz gerçek insanların da böyle bir tablosu var çok doğal olarak ve o tablonun içinde" ilgi ve alaka" da yer alıyor. Hatta çok da büyük bir yer kaplıyor. Bazılarımız gururuna yediremeyip "ben tek başıma ayakta kalırım kendi kendime yeterim" görüşündeymişiz gibi davransak da içten içe yalan söylediğimizi biliyoruz.Gelin kimseyi kandırmayalım, ne kendimizi ne de başkalarını. Yemek yemek, su içmek, nefes almak kadar muhtacız hepimiz ilgiye ve sevgiye. Çiçekler bile sadece sulanmakla yetinmeyip ilgi bekliyor, güneş ışığına doğru dönüyorlar. Bitki işte deyip geçmemek lazım. Hayvanlar da en doğal ihtiyaçlarını karşılamak üzere yaratılmış ilkel yaratıklar çoğumuzun gözünde ama onlar da kendilerini sevdirmek için türlü şaklabanlıklar yapmıyorlar mı? Herkes dikkat çekmek, takdir edilmek, beğenilmek, göze girmek, sevilmek ister. Umursamıyorum diyenlerin çok az bir yüzdesi gerçekten umursamıyordur. Geri kalanı ise affedersiniz ama "yiğitliğe bok sürdürmemek" için "ben kendi kendime yeterim kimsenin ilgisine ihtiyacım yok" ayağı yapanlardır.

Bugünlük de bu kadar yetsin. Benim ihtiyaç tablomda günde bir doz yazı yazmak da yer alıyor ve bugünlük dozumu doldurduğumu düşünüyorum. Burayı günlük defterine çevirmeden önce ilhamımın fazlasıyla geri gelmesi dileğiyle...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder