11 Mart 2013 Pazartesi

Merak Ne Zaman Ölür?

Genelde bir şeyi keşfetmemle ondan sıkılmam bir oluyor. İçimdeki merakın ölmesi bilinmeyenin keşfedilmesiyle başlıyor.

Varlığından yeni haberdar olduğum ve henüz keşfedilmemiş topraklardaysam oranın her karışını gezmek, bilinmedik her köşesini kabaran iştahımla yudum yudum içmek için yanıp tutuşuyorum. Bilinmedik ne varsa benim için o kadar hırs konusu, o kadar sabırsızlık ve bir o kadar uğraşmaya değer. Gece ve gündüz, yaz ve kış, öğlen ve akşam; sürekli onu anlamaya, keşfetmeye çabalıyorum. Her satırını ezberleyene kadar huzursuzca bir açlık ve heves gösteriyorum. Bu merak ruhumu gram gram kemiriyor.

Stoklarımda en tepeden eksilere düşmesi için bu merakın, merak edilen şeyi en ince ayrıntısına kadar öğrenmem, öğrenemesem bile genel hatlarıyla anlamam gerekiyor. İşte o zaman o en değerli şey gözümde neredeyse çöpten farksız oluyor ve bu tutsaklığın içimden yavaş yavaş sökülüp atıldığını hissediyorum.

Bu durumda merak kediyi değil, keşfedilmiş olan merakı öldürüyor.




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder