23 Temmuz 2012 Pazartesi

Büyümek

Büyümek nedir? Artık annemizin kollarında uyumamak mıdır büyümek? Koltukta uyuyakaldığında kucakta odana taşınmak yerine dürtülerek uyandırılmak mı? Akşamları daha geç yatmak mı? Yoksa oyuncaklarımızın sayısının giderek azalması mı? Büyüklerin yaptıklarını yapmakla büyünür mü? Yoksa kocaman insanların içinde küçücük çocuklar mı yetiştiririz bilmeden? Büyümek özenilecek bir şey midir? Her şeyi anlamak isteriz, fark etmek, saygı görmek, büyük yerine konmak isteriz çocukken. "Çocuk değilim ben!" Peki çocuk olmak suç mudur? En masum, en temiz kalmış, en el değmemiş olan değil midir çocukluk? Büyümek farkındalıktır. Büyümek anestezisiz ameliyat olmak gibidir. Büyümek kocaman yükleri küçücük bedenlerimizle taşımak zorunda kalmaktır. Acı çekmek, gerçeklerle yüzleşmektir. Artık sığınabileceğimiz oyuncaklarımız, hayali mekanlarımız, var olmayan oyun arkadaşlarımız yoktur. Bile bile ladestir büyümek. Kendi aklına öylece sıkışıp kalmaktır. Kendini kandırmak, sonra da o kanılan şeye sıkı sıkıya tutunmaktır bazen. Yalnızlıktır büyümek. Evet belki söz dinlememektir aynı zamanda, özgürlüktür ama bunun bedelini etrafında sıfır kurtarıcıyla, tek başına ve en can yakıcı şekilde ödemektir. Tecrübedir, hayallerin bitiş noktası, pembe düşlerin son parkurudur. Büyümek aptallık kaldırmaz, hata affetmez, acımaz, yardım etmez. Büyükler düştüğünde yardım eli uzatan olmaz, kendi kendilerini ayağa kaldırmak zorundadırlar. Çünkü etraflarında her hatalarını hoşgörenler değil, düşene bir tane de tekme vuran "diğer büyükler" vardır artık.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder