3 Eylül 2012 Pazartesi

Kibirli Yaratıcı ve Eserleri

Sadece sana ait olan bir şey ne kadar güzeldir. El emeğin göz nurun, senin ürünündür o. Çocuğunmuş gibi korur, saklar, onunla iftihar edersin. Başkaları kötülediğinde kabul etmek istemezsin eleştirileri, "Kargaya yavrusu kuzgun görünür" misali. Onu sen yaratmışsındır, senin elinden çıkmadır. Kafa patlatmışsındır, süslemiş püslemiş insanların huzuruna sunmuşsundur. Senin gözünde o, küçük ama kendi alanında başarılıdır. Hep sana muhtaçtır aynı çocuğun gibi.

Onun sen olmadan var olamaması gibi senin de ona ihtiyacın vardır. O senin kimliğindir bir nevi. Seni tanımlayan, dışarıdakilere tanıtandır. Kapasitenin boyutlarını gösterendir. Yanlış ya da doğru anlaşılmanın, kafandakini anlatmanın ya da bambaşka yönlerinin görülmesinin sebebidir o eser. Onu sen tek başına dünyaya getirir, büyütür, özenle yetiştirir, nitelendirirsin. Başta kendine sakladığın bu küçük eserini; zamanla büyütür, yayarsın. Herkesin görmesi için dükkanındaki vitrinin en afili köşesini ona ayırırsın. Sen emekle yarattın ya onu, sana çok güzel gelir ya hani, başkaları onun doğuş hikayesinin öncesini bilmez, hakettiği değeri veremez ona. Senin beslediğin sevgiyi, hayranlığı besleyemez ona karşı. Sen de koruma içgüdüsüyle eserini haketmeyenlerden sakınırsın. Koruduğunu zannedersin ama aslında kötü yönlerini ortaya çıkarmasına yardım edersin. Gözünü kapatıp onun bir şaheser olduğu yanılgısına kapılırsan eğer bundan sonra yarattığın eserlerinin hiçbirini kimseye beğendiremezsin. Çünkü senin gözün yarattıkların tarafından kör edilmiştir artık. Onların güzelliğinin parıltısıyla gözlerin kamaşmıştır. Sana ait olmalarının verdiği zevkle kulaklarını kaparsın bütün olumsuz darbelere. Ama o darbeler gün gelir kulak zarını patlatmanın bir yolunu bulur engellemeye çalışsan da.Neticede eserlerin bir amaç için yaratılmıştır. Onları her zaman güzel gören birinin vitrininde tozlanmaları; onların doğasına, yaratılma amaçlarına aykırıdır.

Yaratıcılarının gözünün kör olmasıyla dışarıyla ilişkileri kesilen eserler, unutulurlar birer birer. Asıl haketmedikleri sona o zaman kavuşmuş olurlar işte. Yaratıcılarının kibri ve onlara olan sevgisinin fazlalığı nedeniyle değerlerini kaybetmişlerdir. Kibirli yaratıcı da sonunda onlardan vazgeçer. Çocuklarını bırakıp giden bir annenin pişmanlığıyla çaresizce pes eder ve bırakır eser yaratmayı. Verilen emeğin tatlı sarhoşluğu, emeği görmesi gerekenlerin ve emeğin hakettiği değerin kaybedilmesine yol açar. Böylece başarısız olduğunu düşünen yaratıcı zamanında gözlerini kapattığı eleştirilerin varlığını arar olur.

İşte bu yaratıcı; belki de vitrinlerin en ışıklısını, en şaşaalısını hakedecek değerde eserler yaratabilecekken, aşırı korumacılık ve kibir nedeniyle o eserleri daha doğmadan ebediyen karanlığın dibine gömülmeye yollamış olur.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder